Bir varmış bir yokmuş,Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
uzak diyarlarda yaşayan iki yalnız kalp varmış.
Biri demirden kuşlara
can veren gökyüzü prensi Tarık imiş.Geceleri yıldızlı gökyüzü altında tek başına yatar,
gündüzleri ise güneşle beraber demir kuşlara can verirmiş.
Diğeri ise rüzgarı seven,
rüzgar gibi hızlı düşünüp yaşayan ancak içinde fırtınalar kopan Helin imiş.
Yürüyüş yapmayı,şarkı dinlemeyi ve kitap kokusunu bir hayli severmiş.Her gece uyumadan önce
ise bir gün gerçekten birinin kalbine ait hissetmeyi hayal edermiş.
Günlerden bir gün Helin ile Tarık ortak tanııdıklar sayesinde birbirlerini bilir olmuşlar.
Ancak koşullar gereği bir ay hiç görüşemeden kağıt kaleme dökmüşler aşklarını.İki ayrı şehirde
yaşayan bu iki yalnız kalp,birbirlerine yoldaş olmaya karar vermişler.Nihayet bir ayın ardından
kavuşmuşlar.Bir kere daha emin olmuşlar birbirlerinden.Her türlü zorluğa göğüs germeye karar vermişler.
Hiçbirşey onları aşklarından vazgeçiremiyormuş.
Günler,aylar,mevsimler birbirini kovalarken koskoca bir yılı doldurmuşlar.Erdek sokaklarında aşık aşık dolaşıp
Ankara,Konya ve Eskişehir ayazı yiyip Bandırma'da hayat bulmuşlar.Bazen kavga edip bazen susmuşlar. Ama her seferinde sevgiyi yeniden bulmuşlar.
Birbirlerine duydukları sevgi artık sıradan bir aşk değilmiş. Bu sabırla dokunmuş, emekle büyümüş, özlemle yoğurulmuş
bir aşk masalıymış. Ve her "Seni Seviyorum" sadece bir cümle değil, bir söz, bir yemin olmuş.
Bu masalın bir sonu yokmuş. Çünkü gerçek aşklar son kelimesine sığmazlarmış. Sadece yeni bölümler eklenirmiş.
Her gün, her kahkaha, her sarılış, her öpüş bir sonraki sayfanın devamı imiş... SONSUZA KADAR.
25 Mayıs 2024

Cesaretimi toplayıp ilk attığım mesaj...(Pek hoş karşılandığı söylenemez.)